ANAYASASIZLAŞTIRMA’DAN “BULUNAMAYAN” GENELGELERE!
Hukukçulara sıklıkla sorulur ya hani, bu kadar kanunu nasıl ezberliyorsunuz diye. Aslında ezberlemeyiz, sık kullandıklarımız hatırımızda kalır elbet ama hukuk eğitiminde en fazla güvendiğim hususlardan birisi, neyi nerede bulacağını öğretmesidir. AKP iktidarı sıklıkla başvurulan torba yasalar ve yamalı bohça haline gelmiş olan idari teşkilat yapısı nedeni ile bir süredir “neyi nerede bulacağımızı” şaşırmış hale gelmiş idik ama bulurduk eninde sonunda.
Oysa şimdi, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen metinlerin hiçbirisi ortada yok. Bu bizim hukukçu olarak beceriksizliğimizde değil, siyasi iktidarın kuralsız yönetim konusunda fazlaca mahir olmasından kaynaklanıyor.
ANAYASASIZLAŞTIRMA
Temel hak ve özgürlükleri düzenleyen temel metinler olan anayasaların, her şeyden önce bir ruhu vardır. Mesela, 1982 Anayasası’nun ruhunu en iyi anlatan benzetmelerden birisi “Ana”yasa değil “Ama”yasa olmasıdır; önce bir hakkı tanımlar kısaca sonra uzun uzun ama’larını yani istisnalarını anlatır(dı). Anayasada o kadar çok sayıda büyük değişiklik yapıldı ki, Anayasa ruhunu kaybetti. Dönemin ihtiyaçlarına göre yapılan eklemeler ve çıkarmalar sonucunda temel metin olması gereken Anayasa birbirinden kopuk düzenlemeler toplamı haline geldi.
Anayasal rejim değişikliği sırasında ve sonrasında yapılan siyasi hamleler ve yasal düzenlemeler, uzun bir süredir “Anayasasızlaştırma” olarak ifade ediliyor. Bu dönemde, anayasal güvenceler fiilen uygulanmaz hale geldi, Anayasaya aykırı düzenlemeler bir bir hayata geçirildi ve etkisiz kılınan yargı mekanizmasının bir parçası olan Anayasa Mahkemesi bu hukuksuzluklara göz yumdu.
Pandemi öncesinde halimiz bu iken, hepimizi sağlık, can, güvenlik ve gelecek kaygısına sürükleyen pandemi döneminde hukuksuzluk seviye atladı.
81 KİŞİNİN BİLDİĞİ SIR MIDIR?
Rivayete göre iki kişinin bildiği sır değilmiş. Belki o yüzdendir, 81 ilin valilerine gönderilen genelgelerle ülke yönetilmesi… Kim bilir?
Anayasa’nın 13. Maddesine göre; temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.
Pandemi döneminde, yurttaşların sokağa çıkmasının yasaklanması, seyahat özgürlüğünün ortadan kaldırılması, şehirlere giriş çıkışların yasaklanması gibi önlemler temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıdır elbette. Bütün bu kısıtlamaların kanunla yapılması gerekirken, ortada bir tane bile kanun yok. Akşamları atılan tweetler, camilerden yapılan anonslar, ulusa sesleniş konuşmaları ve “81 il Valiliklerine Gönderilen Genelge”ler ile oluyor tüm bunlar.
81 ilin valisine gönderilen genelgeler de hiçbir yerde yayınlanmıyor. Resmi bir yayınlamadan bahsetmiyorum ama “hayrına” web sitelerine bile konulmuyor. Hani mesela ben şimdi şehir dışına çıkmak istesem, çıkma hakkım olup olmadığını bilmiyorum, çıkma hakkım var ise kimden nasıl izin alacağımı da bilmiyorum. Bütün Twitter’ı arayıp “güvenilir” bir kaynaktan paylaşılmış olmasını ummaktan veya ilan edilen telefon numaralarında karşıma çıkan sesin söylediklerine inanmaktan başka çarem yok. Anayasasızlaştırmadan sonra büyük bir hızla geldiğimiz nokta “göremediğimiz genelgelerle yönetilme”
Mevzu uzun ve detaylı, ben de Anayasa hukukçusu değilim. Haddimi aşmak istemem ama pandemi dönemindeki hukuksuzluğun kalıcılaşma riskine de dikkat çekmek isterim.
PANDEMİ, KALICILAŞAN HUKUKSUZLUĞUN GEREKÇESİ OLMASIN
Pandemi dönemi bilimsel kurallarla değil Sağlık Bakanı’nın “Cumhurbaşkanı’nın takdirindedir” beyanatları ve camiler vasıtasıyla atlatılmaya çalışılırken, zorunlu olmayan iş kollarında dahi çalışma devam eder ve emekçiler evde kalamaz iken, neoliberal sağlık politikalarının sonuçları bütün dünyada yaşanırken; pandemi ile mücadele anti demokratik uygulamaların bahanesi olmamalıdır.
Anayasasızlaştırma örneğinde olduğu gibi pandemi dönemindeki hukuksuzlukların kalıcı hale gelmemesi için bir an önce bütünlüklü bir hukuk siyasetine doğru adım atılmalıdır. Evet hepimiz sağlığımızın ve geleceğimizin derdindeyiz; ancak geleceğimizin önemli bir parçasının haklarımız ve demokratik bir kamu düzeni olduğu unutulmamalıdır.
Evren İşler