(i)
Soma’da yaşam, küçük bir ilçe, birbirini tanıyan insanlar ve samimi bir ortam…
Dışarıdan böyle görünen madalyonun iç yüzüne bakarsak eğer çok farklı noktalarına rastlayacağız. Öncelikle küçük bir ilçe olmasının avantajları ve dezavantajlarına bakacak olursak, büyükşehirlerden daha ucuz olmasını beklerken Türkiye’nin en pahalı şehirleriyle yarışabilecek kapasitede. Özellikle öğrenciler kafeye gitmeden önce kafasında sürekli hesap yapmak zorundalar. “Eğer bugün dışarda arkadaşlarımla oturursam yarına param kalıyor mu?” diye düşünmek zorundalar.
Küçük yerde yaşamanın bir diğer sorunu da sürekli dedikoduya maruz kalmak. Özellikle baskıcı bir aileye sahip olanlar bunu daha da derinden hissediyorlar. “Acaba arkadaş grubumla bir yerde görünürsem aileme söylerler mi?” düşüncelerini kafalarından atamıyorlar. Herkes başka bir şehre gidip prangalarından kurtulmayı dört gözle bekliyor. İnsanlarının rahatsız edici bakışı, herkesi incelemeleri irite edici.
Bunlara karşın bir de yapacak aktivite bulamama sorunuyla da karşı karşıyayız. Kültürel anlamda kendimizi geliştirebilecek hiçbir alan bulamıyoruz. Bunun eksikliği büyük şehre gittiğimizde daha da anlaşılıyor, tam olarak köyden indim şehre durumunu yaşıyoruz. Bizi kişisel anlamda geliştirecek bir ortama sahip değiliz. Sosyal Haklar Derneği Soma Temsilciliği’ni keşfedebilen gençler kendilerini geliştirme konusunda daha şanslı. Ufkunu genişletip kendilerini gerçekleştirmeye daha yakınlar. Başkalarının aklını kullanıp onları rehber edinmek yerine ben ne istiyorum sorusunu sorabiliyorlar kendilerine. Yargılanmayacaklarını bildikleri bir ortamda kendilerini daha rahat ve özgür hissetmenin de avantajını yaşıyorlar. Fikirleri tartışabilmenin ne demek olduğunu, farklı fikirlere açık olmanın özgürlüğünü tadıyorlar.
Kişisel olayların yanında toplumsal olayların da bizi derinden etkilediği bir yer Soma. 13 Mayıs 2014’te bütün dünyayı sarsan maden faciasının merkeziydi. İhmal üzerine kaybedilen 301 can. Küçük yaşımızda çok yakından ve derinden hissettiğimiz bir faciaydı. O zamanlar sadece 301 kişi öldüğü için üzülüyorduk ama bugünlerde hala haklarını alamamalarıyla karşılaştık. Bu bize kader diye öğretildi ama ihmal olduğunu fark ettik. İnsanlar; evladını, eşini kaybetmenin acısını yaşayamadan haklarının peşine düştüler. Mahkemelere çıkıp feryat ettiler “başınız sağolsun”, dendi. “Acınızı yutun hiçbir şeyi hak etmiyorsunuz”, dendi kısaca. Her zamanki gibi boyun eğmeleri istendi. Bu mağdur insanların yanında Sosyal Haklar Derneği vardı. Onların acısını kendi acısı bilip bu acıyı yaşayan insanların yanında oldular. Beraber mücadele edip dayanışma içindeydiler.
Aslında bu yazıyı yazarken taraflı olup olumlu yönlerini yazmaya çalışmıştım fakat içimden gelen sesi susturamadım ve yazıya dökebildiklerim bunlar.
SOSYAL GENÇ KARACA
(ii)
NEFESSİZ ŞEHİR
Sabah pırıl pırıl güneşi görmek yerine o bol dumanlı, is kokusuna uyandığımız şehir: Soma…
Gençlerin fikirlerinin öldürüldüğü yer…
Soma’da genç olmaktan başlayalım:
Kıpır kıpır içi içine sığmayan gençlerin enerjisini hemen farkedersiniz burada; ama ne yazık ki yeteneklerini geliştirebilmek, sergileyebilmek için bir alan bulmak ve bütün bu çabayı destekleyecek bir kitleye ulaşmak zor Soma’da.
Geçmişte sayısının birden fazla olduğunu hep dinlediğimiz ama günümüzde bir tanesine bile rastlayamadığımız, sineması bile olmayan 108 bin nüfusa sahip bir ilçe Soma. Yani gençlerin bi gitsem de kurtulsam diye hayıflandığı bir yer burası.
Bir ülkenin geleceğini gençler inşa eder; ama böyle bir ortamda gençlerin sağlıklı düşünen, fikir üretebilen, üreteceği fikirlerle geleceğe umudu taşıyan bireyler olması pek de olanaklı gibi gelmiyor.
Bir fikrin oluşması için yeterli bi ortam olması gerekir; ama kütüphanenin olmadığı, sinemanın, tiyatronun olmağı bi şehirde de bir gelecek oluşması imkansız sanki!
Verimli tarım alanlarının heba edilip bu alanların maden yatağına dönüştürüldüğü, oluşturulan madenlerde de ihmaller sonucu 301 kişinin feci şekilde hayatını kaybettiği; sonrasında gözyaşlarının parayla silindiği yer Soma…
Yazıya dönüp baktığım zaman şehirle ilgili hiç güzel birşey yazmadığımı farkettim ve sonra farkettim ki bu şehirde güzel birşey yok! Nefessiz bir şehir Soma…
SOSYAL GENÇ