Bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının etkileri ülkemizde de sert bir şekilde görülmektedir.
Ülkenin kendine özgü ekonomik ve politik koşulları emekçiler, yoksul halk ve risk grupları için sürecin daha ağır geçmesine sebep olmaktadır.
Birçok sivil inisiyatifin de desteklediği, pandemi sürecinde mahpusların yaşam haklarının güvence altına alınması çağrısı haklı ve devam eden bir taleptir.
Bu bağlamda siyasi mahpuslar başta olmak üzere genel bir tahliye prosedürü, başkaca adli kontrol yükümlülüklerinin uygulanması suretiyle mahpusluk durumunun sonlandırılması gerekliliktir.
Siyasi faaliyetlerin belirsiz terör tanımı içerisinde eritilerek hapis cezalarına çarptırıldığı, gazetecilik faaliyetlerinin tutuklanma ve mahkumiyet sürecine sebep olduğu ülke gerçekliğinde bu sorunların giderilmesi yönündeki her türlü çabayı desteklemekteyiz.
TBMM’ye Cumhur İttifakı ortakları tarafından sunulan ve kendi tabanlarının kriminal faaliyetlerinin yaptırımına adeta bir özel af getiren teklifi kabul etmek mümkün değildir.
Eşitlik ilkesini hiçe sayan, düşünce açıklamasını suçlandırıp Soma maden katliamının faillerine ödül veren bir düzenleme kabul edilemez.
Sosyal Haklar Derneği’nin bir çalışma grubu olan Sosyal Hukuk, Soma’dan Aladağ’a, Çorlu’dan Milas’a bir çok sosyal cinayet mağdurların müdafiliğini üstlenmiştir.
Çukuorva’nın dağ köylerinde yoksulluğu istismar edilerek cemaat yurtlarında çocukları yakılan ailelerin yanında olmaktan ve o cinayetin faillerinin hak ettikleri cezayı alması için her türlü hukuki çabayı göstermekten geri durmadık.
Soma’da Gürkan ailesinin daha fazla kar hırsı uğruna ölen 301 madencinin katline sebep olan kişilerin bir gelenek olmuş cezasızlıkla kurtulamamaları için meslektaşlarımızla mücadeleden vazgeçmedik.
Çorlu Tren Katliamı’nda sorumluları mahkemeden kaçırmaya çalışanlara karşı ailelerin hukuk mücadelesine omuz vermekteyiz. Pandemi koşullarında dahi görmezden gelinen maden emekçileri Milas’ta da öldüğünde kader demiyoruz, davalarını takip ediyoruz.
Bu yüzden Meclis’e sunulan bu teklife karşı sözümüz var.
Gelinen noktada Cumhur İttifakının teklifi, Soma’nın, Aladağ’ın, Çorlu’nun ve Milas’ın faillerinin affıdır.
Soma ve Aladağ davaları, avukatlık faaliyetleri ve toplumsal dayanışmanın neticesinde bu topraklarda süregelen “cezasızlık” pratiğine kurban edilememiştir.
Fakat görmekteyiz ki bu sosyal cinayetlerin faillerinin arkasındaki politik güçler Covid-19 salgınını bahane ederek bu kişilere özel af getirmektedir.
Haksız tutuklamaların olduğu, siyasi mahpusluğun devam ettiği düzende Soma ve Aladağ gibi sosyal cinayetlerin faillerinin affedilmesinin karşısında durmak herkesin görevi olmalıdır.
Biz sosyal hukuk olarak tarafı olduğumuz bu davalarda ve tüm sosyal cinayetlerdeki af girişimini kabul etmiyoruz.
TBMM’yi buna engel olmaya çağırıyoruz.