Anayasa mahkemesi, kamu görevine girecek kişilere yönelik güvenlik soruşturmasına ilişkin kanun fıkrasını oybirliği ile iptal etti.
NE OLMUŞTU?
TBMM üyesi CHP’li Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç ile 138 milletvekili, OHAL sonrasında torba yasayla getirilen kanun maddesi için iptal davası açmıştı. Anayasa Mahkemesi, 19 şubat 2020 tarihli toplantısıyla konuyu karara bağladı. Yüksek Mahkeme, maddeyi oybirliği ile iptal etti.
İPTAL EDİLEN HÜKÜM
Güvenlik soruşturması ile ilgili olarak 4045 sayılı Kanun’un birinci maddesine eklenen ikinci fıkra iptal edildi. İptal edilen bu fıkraya göre;
“Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanununun 171 inci maddesinin beşinci ve 231 inci maddesinin onüçüncü fıkraları kapsamında tutulan kayıtlara ulaşmaya, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma sonuçlarını, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile kesinleşmiş mahkeme kararlarını almaya yetkilidir”.
AYM KARARI:
AYM kararında; anayasanın kişisel verilerin korunması, özel hayata ilişkin düzenlemelere işaret edilerek ‘’güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğindedir”’ denildi. Ayrıca; hukuk devletinde kanuni düzenlemelerin kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerektiği ifade edilerek kötüye kullanmalara karşı alınan tedbirlerin gösterilmesi gerektiği vurgulandı. Mahkeme, kanunda, güvenlik soruşturmasının sınırlarının açık biçimde gösterilmesi gerektiğini belirterek, kriterleri sıraladı.
Kararda, ilgili kanunda, “bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına, bu bilgilerin hangi koşullarla saklanacağına, ilgililerin söz konusu bilgilere itiraz etme imkânının olup olmadığına, bilgilerin bir müddet sonra silinip silinmeyeceğine, silinecekse bu sırada izlenecek usulün ne olduğuna, yetkinin kötüye kullanımını önlemeye yönelik nasıl bir denetim yapılacağına” yer verilmesi gerektiği kaydedildi. Buna karşılık, iptal edilen kanun maddesinde bu kriterlerin bulunmadığı belirtildi.
ANAYASANIN İHLALİ
Oybirliği ile iptal edilen kararda; “Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı, insan onurunun korunması ve kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimidir. Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarında, ‘…adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, IP adresi, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm veriler…’ kişisel veri olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğindedir”’ denildi.
Kişisel verilerin elde edilmesi konusunda ayrıca; ’ Anayasanın 13. ve 20. maddeleri uyarınca kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlamaya yönelik kanuni bir düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olması gerekir”ifadesi kullanıldı.
Kararın devamında “Hukuk devletinde kanuni düzenlemelerin herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Kanunda bulunması gereken bu nitelikler hukuki güvenliğin sağlanması bakımından da zorunludur.” diyerek kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı, hükmün koruyucu önlem içermediği belirtildi.
ANAYASA MAHKEMESİ DAHA ÖNCE DE 657 SAYILI KANUNDA BENZER DÜZENLEMEYİ İPTAL ETMİŞTİ
Devlet Memurları Kanunu’nda, devlet memurluğuna alınacaklar için genel şartlar arasında sayılan “Güvenlik soruşturması/arşiv araştırması yapılmış olmak” ibaresi, Anayasa Mahkemesinin 29 Kasım 2019 tarihli kararıyla iptal edilmişti.